Dün akşam HTHAYAT'ın organizasyonunu üstlendiği bir seminerle Prof. Dr. Ahmet AYDIN hocamızı dinleme ve sorulamızı yöneltme fırsatı bulduk. Kontenjan sınırı sebebiyle katılamayan bir çok arkadaşımız da notlarımızı kaleme almamızı istediler.
Öncelikle HTHAYAT'a teşekkür ediyor ve paylaşımıma başlıyorum.
Buyurun, birinci ağızdan seminer notlarım :
"Nasıl beslenmeliyiz sorusunun cevabı aslında Geleneksel
diyetlerde saklıydı" diyor Prof. Dr. Ahmet AYDIN hocamız.
Maddeler halinde özetlersek :
- Daha az et, daha çok sakatat yiyin.
- Verimli topraklarda yetişmiş, yerli tohumdan
türemiş ve GDO suz sebze ve meyveleri tercih edin.
- Glisemik endeksi düşük gıdaları tercih edin.
- Hayvansal doymuş yağlardan kullanın. (Tereyağ, kuyruk yağı, iç yağ tüketin, transyağ oranı düşük ayçiçek yağı, fındık yağı, kanola yağı kullanmayın)
- Omega-6/Omega-3 oranını düşük tutun.
- Özgürce dolaşan hayvanların gıda ürünlerini tercih edin.
- Katkı maddesi katılmamış gıdalar yiyin.
- Rafine tuz değil rafine edilmemiş kaya tuzu kullanın.
- Bitkisel yağ olarak sızma zeytinyağı kullanın.
Bunu küçük üreticiden talep edin.
- Çiğ ve fermente süt ve süt ürünleri kullanın.
- Fermente sebze yiyin. Örneğin turşu gibi..
Mesela lahana turşusu lahanın kendisinden daha faydalıdır. İçerdiği probiyotik
bakteriler vücuda çok fayda sağlar.
- Islatılmış ya da fermente tahıl ve baklagiller
tüketin. Ayran aşı yapın soğuk ya da sıcak olarak tüketin.
- Ekşi hamurdan mayalanmış ekmek tüketin. Uzun
mayalanma süreci sayesinde sindirilebilir hale gelmelidir.
- Fermente meşrubat için. Örneğin boza, şalgam,
şıra gibi.
- Mikrodalga ısıtma zararlıdır, yemekler ağır
ateşte pişmelidir.
- Toprak(içi sırlı olmamalı), bakır, çelik ve cam
kaplar en ideal pişirme araçlarıdır. Alüminyum, seramik ve teflon zararlıdır.
- Rafine edilmiş şeker (glisemik endeksi yüksek
şeker) ve un kullanımı minimize edilmelidir.
- Pişirilen yemeklerde hayvani yağlar gönül
rahatlığı ile kullanılabilirler.
OMEGA-6 / OMEGA-3 ORANI
Omega-6 ve Omega-3 yağ asitleri diğer yağlardan farklı
olarak insan vücudunda sentezlenmezler. Yani mutlaka diyetle dışardan
alınmalıdır. Sağlıklı yaşamın temel fonksiyonları için bunlara ihtiyacımız var. Örneğin beyin
yapısının %60’ı yağ ve bu yağların üçte ikisi Omega yağ asitlerinden oluşur.
Omega- 6 fazla miktarda alınırsa vücutta bazı ağır etkilere
sebep olmabilmektedir. Omega- 3 ise daha fazla alınarak Omega- 6 nın negatif
etkileri dengelenmelidir.
Taş Devri'nde yaşayan insanların Omega-6/Omega-3 oranı 1:1 ile 4:1 arasında imiş. Ancak geleneksel
beslenme tarzımızdan uzaklaşmak ve aşağıda sayılan sebebler sonucunda son 50-100 yılda bu oran 20-50:1 e kadar yükseldi.
Omega-6/Omega-3 oranının artmasının bazı sebepleri :
- Az probiyotik tüketmek
- Yetersiz güneşlenme
- Az su içmek
- Fiziksel ve kimyasal zararlılara maruz kalmak :
- Katkı maddeleri
- Tarım ilaçları
- Hava kirliliği
- Radyasyon
- Elektromanyetik dalgalar
- Kimyasal toksinler
- Az hareket etmek
- Omega 3 tüketiminin azaltılması
- Omega-6 tüketimin artırılması
- Yağ tüketimi alışkanlıklarının negatif yönde
değişmesi
- Hayvansal yağ ve sızma zeytinyağ tüketimin
azalması
- Margarin tüketiminin artması
- Sıcak preslenmiş sıvı yağların tüketiminin
artması (Ayçiçek, mısır, fındık, kanola)
- Transyağ asidi içeriğinin artması
Omega-3, çocuk sahibi
olmayı planlayan kadınlarda hamilelik öncesinde takviye edilmelidir.
Doğum sonrası depresyonun en önemli sebebi Omega-3
azlığıdır.
Ceviz yiyerek Omega-3 eksiği kapatılamaz, çünkü cevizdeki Omega-3’ün
aktifleştirilmesi zordur.
BALIK YAĞI
Öncelikli olarak Balık yemeliyiz. Çünkü hayvansal Omaga-3 ten yana en zengin
besin balıktır. Mümkün ise küçük dip balıkları ve somon tercih edilmelidir.
Dışardan balık yağı
desteği çocuklar için çok önemlidir. Hergün ve yaz-kış verilmelidir.
Sıvı formdaki balık yağında kapsül formlara göre daha yüksek
etken madde bulunur.
Tavsiye edilen balık yağı markaları : Carlson, Ocean, Möller’s(Norveç
kaynaklı dünyadaki ilk ve eniyi balık yağlarından biridir) Marka tercihi
yapılırken içindeki aktif Omega-3 yağ asidi (EPA+DHEA) miktarı kontrol
edilmelidir.
Çocuklarda günde 500 mg, yetişkinlerde günde 1000 mg aktif
Omega-3 yağ asidi alınmalıdır.
Emziren annelerin kendileri için günde 1000 mg aktif Omega-3
yağ asidi almaları bebek için de yeterlidir.
PROBİYOTİKLER (Yararlı bağırsak mikropları)
Probiyotikler yeterli
miktarda yenildiği zaman insan sağlığını olumlu yönde etkileyen faydalı
mikroplardır.
Vajinal doğumla dünyaya gelen bir bebek, sezeryanla dünyaya
gelen bir bebeğe göre 1-0 önde başlar.
Çünkü vajinal doğumda annenin doğum
kanalından geçen bebek annedeki probiyotikleri de alarak doğar.
Gaz sancıları
normal doğumla gelen bebeklerde daha azdır.
Bağırsak vücudumuzun ikinci beynidir.
Yoğurt mayalarken probiyotik tozlar kullanılabilir.
Bebekler ilk altı ay sadece anne sütü ile, yok ise uygun süt
bankasından alınacak anne sütü ile beslenmelidir.
1 yaş civarında ek gıdaya başlanılmalıdır. En az iki yıl,
mümkünse dört yıl anne sütü verilmelidir.
1 yaşından sonra hazır mama yerine ek gıda verilmelidir.
Çiğ sütü eğer güvenilir bir yerden alıyorsak kaynatmadan da
yoğurt mayalayabiliriz. Çünkü yoğurtta enfeksiyon olmaz. Çiğ sütten geçebilecek
olası tehlikeler için yeterinde bekletilmeden satışa sunulan peynirlere dikkat
edilmelidir.
İshal olan çocuğa yoğurt yedirin. Danona yoğurtları da
Dr.İzak Karasu tarafından ishal olan çocukları iyileştirmek amacıyla
kurulmuştur. (Şu anda şekerli yoğurtlarla zarar vermekteler bu ayrı bir konu)
Kefir yoğurttan bir gömlek daha üstün bir gıdadır.
Ekşimiş yoğurt sağlığa zararlı değildir.
D VİTAMİNİ EKSİKLİĞİ
D vitamini eksikliği sadece kemik hastalıklarına sebep
olmakla kalmaz, öncesinde;
- Kanserler
- Enfeksiyon hastalıkları
- Romatizmal hastalıklar
- Otoimmun hastalıklar
- Nöropsikiyatrik hastalıklar
- Koroner kalp hastalıkları
- Hipertansiyon gibi birçok hastalığa sebep olur.
Bunu engellemek için :
- Öğlen saatlerinde güneşe çıkın.
- Koruyucu krem vs kullanmadan her gün kısa
sürelerle vücudunuzun güneş ışınlarını almasını sağlayın.
- D vitamini desteği alıyor iseniz güneşe çıkmadan
önce alın.
- Çocuklarda yetişkin olana kadar hergün kilosu
başına 1 damla kadar D-Vit alınabilir. (20 kiloluk bebek için 20 damla gibi)
- Erişkinlerin 2 ayda bir ampul D vitamini
takviyesi yapmaları öneriliyor.
- D Vitamini eksikliğinin tespiti için kan testi
yapılır.
- D Vitamini eksikliği genetik olamaz.
Kemikler ve vücut için kemik iliği kaynatmak, paça çorbası içmek son derece faydalıdır.
Çocuklara her yaşta zencefil verilebilir.
Özellikle ZERDEÇAL soğuk algınlığı ve birçok hastalığa iyi
gelir.
Son zamanlarda yaygın olarak görülen Beta mikrobuna bağlı
öksürük bronşlarda tahribat yarattığı için uzun sürüyor. Bu sebeple aşağıdaki
önlemler alınabilir:
- C vitamini takviyesi
- İstirahat
- Bol su tüketimi
- Zerdeçal
- Evin nemli olması önemli
- Odalar sık sık havalandırılmalı
- Balık yağı takviyesi
ANTİBİYOTİK KULLANIMI
Virütik durumlar için antibiyotik anlamsızdır. Ayrıca
bakterilerden kaynaklansa bile her
durumda antibiyotik kullanmak gerekli değildir. Eğer tablo çok iyi değilse ve
ille antibiyotik kullanılacak ise mutlaka kültür çalışılmalı, hangi
antibiyotiğin kullanılacağına böyle karar verilmelidir.
Zatürre, menejit, boğaz iltihaplarında beta sebebiyle
romatizmal ateş olabileceğinden (ki 3 yaş altında bu olmaz) antibiyotik
kullanılır.
Boğaz iltihaplarının %90’ı Betadır.
Kulak enfeksiyonunda antibiyotik kullanmak gerekli olmayabilir.
(Katılımcılardan biri kulak çeperine fesleğen yağı sürmenin iyi geldiğini
söyledi. Benim kendi tecrübeme göre de ağrıyan kulağa günd eiki kere 2 damla
suğan suyu damlatmak kulak enfeksiyonunu temizliyor.)
Gribal durumlarda burun mutlaka temizlenmeli aksi halde
kulak enfeksiyonuna sebep verebilir. Bunun için 1 çay bardağı suya 1 silme çay
kaşığı kaya tuzu konu de karıştırılır. Bu suyla burun açılmalıdır.
Menejit aşısı yapılması şart olan bir aşı değildir.
Çocuklara yapılacak aşılarda dikkatli olunmalı, ölümcül
sonuçlara yol açabilecek hastalıkların aşıları mutlaka yaptırılmalıdır.
KİTAP ÖNERİSİ
Yavuz Dizdar – Yemezler
Prof.Dr.Ahmet Aydın – 7’den 70’e Taş Devri Diyeti (Bu hocamızın değil benim tavsiyemdir:-)