Yazmam lazım deyip duruyorum kaç gündür ama elim gitmiyor bir türlü klavyeye.. Neyse baştan alalım, çünkü yine 1 haftadan fazla oldu yazmayalı..
Genel olarak sakin bir hafta geçirdim, ama oğlum hiç de sakin değildi, artık eskisi gibi değil daha canlı, daha can acıtıcı hareketlerini sıklıkla hissediyorum maşallah.. Bu arada doktorumuz yurtdışında kayak tatilinde, elini kolunu kırmadan yurda dönmesi için de dua etmekteyiz… Son anda başka bir doktora kendimi anlatmak istemiyorum çünkü..
Oğlumdan bahsediyordum dimi, farkında iseniz aklım gibi anlatışımda karmakarışık, ama ne yapayım bu da böyle bir yazı olsun..
Gün içinde en zor yaptığım hareketlerin başında eğer bir sebepten yere eğilmişsem, ayağa kalkmak geliyor. Sabah çoraplarımı zor giyiyorum, geceleri de uyku(suzluğu)mun ağırlığı idrar torbamın yaptığı baskıya galip gelirse, yerimden kalkmak zor oluyor.. Ama dönüşte uykuya geçmek çok güzel bir duygu eğer yeniden dalabilirsem.. Ben ki hamile kalmadan önce küp gibi uyurdum tüm gece, şimdi tabi az geliyor bu bölük pörçük uykular..
Perşembe akşamı ilk kez NST cihazına bağlandık oğlumla birlikte.. Hareket ettiği zaman 170 lere çıkan kalp atışları hemşireyi ve dolayısıyla bizi çok mutlu etti.. Bende herhangi bir kasılma görülmedi çok şükür.. Bu hafta Perşembe yine gidicez…
Oradan çıkınca Özlem’lere gittik, çay içtik, baklava yedik.. Burak bebek o kadar güzel büyüyorki, hayran olmamak elde değil. Maşallah yalnız anne sütüyle öyle sağlıklı ki, inşallah benim oğlumda onun kadar şanslı olur..
Hamileliğimin başında hep acı ve tuzlu yiyordum ya artık hemoroid korkusundan yiyemiyorum ama canım sıklıkla tatlı şeyler istiyor.. Gerçi 34. haftaya girdik ve +7,5 kilodayım.. Hayırlısı artık, +20 olsaydım da sonuç değişmeyecekti nasılsa…
Geçen hafta içi sevgili
Mesecina ile yazıştık ve onun şeker alışverişi ve yapımı hikayelerini uzun uzun anlattığı mailleri ile bilgilendim, hastane çantamızı hazırlamak içinde eksiklerimiz vardı, Cumartesi sabahtan ver elini Eminönü yaptık..
Mesecinanın tarifleri ve anlatımının da yardımıyla eve gelecek ziyaretçiler için hazırlanmak üzere şeker kesesi, içine konmak üzere Malatya Pazarından çifte kavrulmuş badem şekeri (tezgahtar amcaya 1 ay sonra kullanacağım deyince vakumladı şekerleri, 1 sene bayatlamaz artık dedi), keselere koymak için nazar boncuğu, sepet için süsleme ıvır zıvırı, bana evde giymek için gecelik, pijama, oğluma birkaç bir şey aldık, elimiz kolumuz dolu olarak Figen’lere geçtik. Annem de gelmişti, hasret giderdik..
Yalnız hastaneye gelenlere ikram edilecek çikolata işininin bir kısmını hallettik, çikolataları almadık henüz, ama üzerine yapıştırmak için kurdela ve nazarlık aldık.. Çikolata işini daha sonra O. halledecek..
Çok enteresan bir şekilde sabah 10:30 dan öğleden sonra 15:30 a kadar gezmeme rağmen çok da yorgun hissetmedim kendimi.. O. bunu alışveriş tutkuma bağladı tabi hemen :-)
Akşam saat 20:30 gibi eve geldiğimizde ise gayet iyi ama biraz yorgunduk tabi.. Banyo yapıp çay içtikten sonra evde bir Lost partisi verdik kendimize.. 4. sezon - 4. ve 5. bölümleri seyrettik..
Pazar günü ise tüm eksiklerimi tamamladığımız için hastane çantası yaparız diye düşünüyorduk ama alınan herşeyin yıkanması bile 1 güne sığmadı.. Akşama kadar neler mi yaptık ? Oğluşumun odasının camını silip, yeni gelen perdeleri taktık çok şirin oldu, şimdi yalnız halısı eksik..
Sonra da yıkanacakları makinaya atmaya başladık.. Çok bir şey almadık derken dehşetle gördükki yıkanması gereken eşyalar 4 makinada ancak bitecek.. O küçücük şeyleri başladık yıkamaya.. İnsan hiç çamaşır asarken duygulanıp ağlar mı? Evet.. hamile ise ve kendi evladının çamaşırlarını ilk kez asıyorsa evet.. Çok güzel ve garip bir duygu idi.. Sanki şimdiye kadar yaşananlar bir masaldı da şimdi gerçek oluyordu asıl rüya..
Bütün Pazar günü evde ev temizliği, ortalık toplama ve çamaşır operasyonu ile geçti ve ütüye geçemedik bile.. Bu arada O.nun hakkını ödeyemem evde aklıma gelebilecek hertürlü işte yardım ediyor bana.. Pazar akşamı işler bitince, alışverişe çıkmadan önce evde "O KADIN" adlı filmi seyrettik.. Sezen Aksu şarkıları ile birlikte, oldukça güzel bir filmdi.. Sonu hüzünlü ama çok güzel anlatımlı bir aşk hikayesiydi.. Özellikle Sezen Aksu severlere şiddetle tavsiye edilir.. Tanrı kraliçeyi korusun :-))))
Temizlik deyince, izne çıkınca yapılmasını planladığım bir dolu iş var evde.. Öncelikle Pamuk hanım çağrılacak ve ev bir güzel temizlenecek.. Perdeler yıkanacak, halılar yıkamaya verilecek, mutfak dolapları temizlenecek, gündelik bardak çanak vs.. için çamaşır suyu operasyonu yapılacak, salondaki vitrin vs.. içi temizlenecek, gümüşler parlatılacak, çiçek saksılarım elden geçecek, bahar bakımları yapılacak, buzdolabının içi kırklanacak, oğlumun odası düzenlenecek gibi gibi…
Bunları kim yapacak peki aslında çiçek bakımı harici hepsini ben yapmak isterim ama bilmem ne kadarını yapabilirim? Annem gelir herhalde yanıma, Necla annem de var.. Olmadı Pamuk u çağırırız…
Şimdilik bu kadar yani bizden haberler.. 34. haftaya girdik, şafak 37.. Herşey yolunda çok şükür, heyecanla oğlumuzu bekliyoruz…