28 Ağustos 2013

Çocuk İstismarına Karşı Ebeveyn Bilinçlenme Semineri


Yine ortak bir bildiri metni ve bu kez bir de seminer haberimiz var.. 

Bu kez çocuğumuzu yetiştirirken belki de düşünmesi en zor gelen, anlatması daha da zor olan, aklımıza geldikçe yüreğimizi titreten bir konudan, çocuk istismarı ve çocuklara karşı cinsel taciz konusundan bahsedeceğiz..

Fikirdenk ve Unnado'nun katkılarıyla hazırlanan bu seminere ait ortak metin aşağıdaki gibi...

Eğer siz de benim gibi çocuğunuza bu konuda nasıl yaklaşıp nasıl yol göstereceğinizden emin değilseniz, sadece kendinizin değil, çevrenizdeki herkesin de bu konuda bilinçlenmesi gerektiğini düşünüyor iseniz, hemen bir mail atıp kaydınızı yaptırın...

-----------------------------------------------------------------------

#çocukistismarınahayır

 Tüm dünyanın ve Türkiye’nin çok önemli sorunlarından biri ;  ”çocuk istismarı ve çocuklara karşı cinsel taciz“ .

cocuk-istismarina-hayir-semineri

Türkiye’de son on yılda rapor edilen çocuk istismarı sayısı 250 binin üstünde. Ve yetmiyormuş gibi, dünya suç sıralamasında da ülkemiz 3. Sırada.  En son verilere göre ; sadece 2012 yılında Türkiye genelinde çocuklara karşı cinsel istismar için rapor edilen vak’a sayısı yaklaşık 19.000 . 5–10 yaş arası çocukların yüzde 55′i , 10-15 yaş arası çocukların yüzde 40 ‘ı aile içi istismara maruz kalıyor. Toplum baskısı, aile tepkisi gibi kavramlar yüzünden kayıt dışı olan gerçek sayının ne olduğu ise hiç bilinmiyor.

Ayrıca böyle bir suça, küçücük bedenlerin tüm yaşamını etkileyecek böyle ağır bir travmaya biçilen ceza oranları kamu vicdanını tatmin etmiyor. Böyle bir haksızlığın çocuklarımız üzerindeki etkisini hiç bir yasal / toplumsal kınama gidermiyor.

Uzmanlar ; “Çocuğunuzun istismara uğradığını anlayabilmek için, davranışlarına dikkat etmelisiniz. Aslında her çocuk yaşadıklarının sinyallerini farklı şekillerde verir. Uyku, altını ıslatma, yabancılaşma, korku, agresif ve tanımlanamaz ani değişimler, ürkmeler ve daha pek çok şekilde…” diyor. Anne babanın dikkati, bilinçlenmesi çocuklarımız için bir kere daha önem kazanıyor. 

Ülkemizde ve dünyada ciddi bir toplumsal sorun olan çocuk istismarında;  koruyucu ve önleyici çabaları en az yasal uygulamalar kadar önemli buluyor, başlangıç noktası olarak aile bilinçlenmesini seçiyoruz.

  • Cinselliği çocuklarımıza kaç yaşında ve nasıl anlatmaya başlıyoruz?
  • Sahip olduğumuz bilgiler ve donanımdan emin miyiz?
  • Cinsel istismar nedir ve nasıl fark ederiz?
  • Fark edildiğinde neler yapılmalı?
  • Toplumda karşılaştığımız örnekler nasıl sonuçlanıyor?
  • Kanunlar ne diyor? Hukuki süreç nasıl işliyor?

İşte tüm bu soruların cevabı ve önce aile sonra toplum sağlığımızın devamı için bir araya geliyor ve sizi  8 Eylül 2013 Pazar günü Fikirdenk.com organizasyonuyla ücretsiz bir bilinçlendirme seminerine davet ediyoruz. İçinde yaşadığımız topluma ve gelecek nesillerin sağlıklı  yetişmesine bir katkımız olsun diye düzenlediğimiz bu semineri ; tamamen gönüllü bir uzman ekiple gerçekleştirmeyi planlıyoruz.
Anne babalara ve çocuklara özel ilk alışveriş kulübü olan unnadó′nun sponsorluğunda düzenlenen bu seminere katılım ücretsiz olacak ve  kısıtlı kontenjan için kayıt yapılacaktır.
Uzman Psikolog Pınar Mermer , Avukat Seray Uysal ve Avukat Ebru Arayan bilmek istediğimiz her konuda bizi aydınlatmak için seminerde konuşmacı olarak yer alacak. Seminere gelemeyen ancak katılmak isteyenler için İnternet Anneleri de online katılım desteği verecek.


Katılmak isteyenlerin  iletisim@fikirdenk.com adresine isim-soyad ve cep telefonu bilgisini içeren bir e-posta göndermesini rica ediyoruz. Seminere katılımınızın nasıl olacağını ( toplantıya gelerek ya da online olarak ) belirtmeniz büyük önem taşıyor . Verdiğiniz bilgilere göre kontenjan dahilinde size geri dönüş yaparak iletişim kuracağız .
Katılan herkesin desteğini ; toplumsal ve bireysel bilincin arttırılması yönünde atılacak önemli bir adım olarak görüyoruz. Sosyal medyada #çocukistismarınahayır etiketiyle duyurularımızı ve bundan sonraki paylaşımlarımızı takip edebilirsiniz. Gönüllü sosyal girişimlerden biri olan bu organizasyona,  paylaşımınız ve katılımınızla destek vermenizi arzu ediyoruz.
Seminer günü görüşmek üzere !

Program akışı :
-          10.00 – 11.30  Uzm. Psk. Pınar Mermer sunumu
-          11.30 – 11.45  Kahve molası
-          11.45 -  12.15  Avukat Serya Uysal & Avukat Ebru Arayan sunumu
-          12.15 – 13.00  Soru- cevap bölümü
Katılım için her türlü detay ve kayıt : iletisim@fikirdenk.com

20 Ağustos 2013

40. yaşım ve getirdikleri...

Evet evet bu bir 40. yaş günü yazısıdır... ve evet ben de 17 Ağustos 2013 tarihi itibariyle tam olarak 40 yaşında bir insan oldum..


Evet seneler çabuk geçiyor ve ben eskiden düşününce 40 yaşın ciddi bir milat olduğunu düşünürdüm ama şimdi içinde iken o kadar da kötü gelmiyor.. Neyse ki çevremdeki insanlar 40 yaşında "görünmediğimi" söyleyerek kendimi iyi hissetmeme neden oluyorlar...

Çeşitli gruplarla ve çokça kere yapılan minik kutlamalarla hayatımın bu en yaşlı yaşını da geçirmeye çalışıyorum kendimce.. Çok sevdiğim iki hediyemi paylaşmak istiyorum öncelikle...

Önce kendi kendime verdiğim doğum günü hediyemi göstereyim :


Çok istiyordum, sonunda dövmemi yaptırdım.. Sol kolumun iç tarafına... Ben çok sevdim...

Diğeri ise çok sevdiğim dostum, ortağım Dalya'mın hediyesi...



Muhteşem bir yemek kitabı bu... E yani ortaklığımızın konusunu dikkate alırsak daha uygun bir hediye olamazdı herhalde... Çok sevdim çok....

Yeni yaşımdan beklentilerime gelirsem, elbette sağlık, mutluluk, huzur ve hayallerimi gerçekleştirmeme yetecek kadar da para istiyorum.. Ey evren duy sesimi....





16 Ağustos 2013

İstanbul'da Ada'lı olmak veya olmamak...

Yine mayhoş bir konu olacak ama yazmadan edemiyorum...


Bildiğiniz gibi 11.08.2013 gecesi Heybeliada'da kaza geçiren ve adada hiç bir sağlık hizmetinin olmaması nedeniyle şu anda Kartal Koşuyolu Yüksek ihtisas Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde yoğun bakım ünitesinde tedavisi süren Ali Mert Baltacı, 16.08.2013 saat 05:00 itibariyle hala solunum cihazına bağlı ve ne yazık ki durumu ciddiyetini koruyor. Ali Mert Baltacı 22 yaşında bir genç ve malesef bu sebeple bir kolunu kaybetmiş durumda..



Çünkü Türkiye'nin metropolü olan İstanbul'un Kınalıada, Burgazada, Heybeliada, Büyükada ve Sedefadasını kapsayan Adalar ilçesinde malesef 7/24 hizmet veren tam teşekküllü bir hastahane bulunmuyor..

Eğer başınıza bir iş gelirse  112 Acil Hattını aramanız ve şansınıza ne çıkarsa yaşamanız gerekiyor..  

Örneğin yaklaşık 5 sene kadar önce kış aylarında gecenin bir yarısında boyundamarındaki tıkanıklık sonucu emboli yapan bir damar nedeniyle evde otruduğu yerde yere yığılan babamı hastaneye götürmek için herhangi bir araç vs olmadığı için komşuların yardımıyla tahta bir el arabasına bir battaniye içinde neredeysekarga tulumba bindirilen babamı gecenn son vapuruna yetiştirerek hastaneye yetiştirmiştik. 112 den istenen ambulans Bostancı iskelesinde bekliyordu ama hastanın oraya kadar nasıl geleceği tamamen kaderinizdi...

Aradan geçen zaman içinde bizim bulunduğumuz ve ailemin yaz-kış sürekli yaşadığı Kınalıada’daki sağlık hizmetleri ise şöyleydi : 1 pratisyen hekim (evi adada olmadığı için saat 17:00 den sonra mümkün değil erişemezsiniz), 1 ebe (evi adada mıydı hatırlamıyorum), bir hemşire ve bir ambulans vardı..

Şu anda ise aynı doktor devam ediyor, halen adada oturmadığı için akşam ve geceleri doktor yok yani.. Hemşire ve ebe artık yok (niçin yok bilmiyorum), bir ambulans var ama onun da şöförüne akşam ve gece ulaşmak mümkün değil...

1,5 ay önce annem düşüp de kalça kemiğini kırınca biz de Kınalıada’dan 112 yi aradık.. 3-4 dakika içinde deniz ambulansını yönlendiricez dediler ve gerçekten de yönlendirdiler. Ama iskeleye gitmek için ambulansı kullanamadık çünkü akşam 7 civarıydı ve ambulans şöförü 17:00’den sonra çalışmıyordu (şaka değil).. Sonra karakolu aradık polis arabası geldi annemi iskeleye götürdük, orada bekleyen deniz ambulansına aldılar ve 6-7 dak. içinde Bostancıdaydık, başka bir kara ambulansı bizi bekliyordu... Velhasıl biz şanslıymışız, toplamda herhalde 30 dak. gibi bir sürede adadan hastaneye ulaştık...

11/08/2013 tarihinde Heybeliada’da yaşanan olayda ise 112 den yardım alınamadığı iddia ediliyor.. Gerçi 112 Komuta Kontrol Merkezi'nin gazetede yer alan açıklamasına göre vaktinde müdahale edildiği yazıyor ama aynı açıklamada adalarda saat 22:00 ye kadar doktor da bulunduğu söyleniyor ve bu doğru değil.. Dolayısıyla bu gencin arkadaşlarının yaptığı açıklamalara güvenmek bana daha mantıklı geliyor..

Heybeliada sakinleri Cuma günü saat 14:00'te İlçe Sağlık Müdürlüğü önünde eyleme hazırlanıyor. İstanbul'un göbeğinde ve en turistik beldelerden biri olan Adalar'da yıllardır hastane olmaması, sadece Büyükada'da bir polikliniğin bulunması büyük tepki topluyor. Yıllardır yaşanan bu durum 22 yaşındaki bir gencin kolunu kaybetmesi sonucu halkı adeta isyan ettirdi. Adalılar sosyal paylaşım sitelerinde, #heybeliadayahastaneistiyoruz diyorlar ve ellerinden geldiğince seslerini duyurmaya çalışıyorlar. 


Adalıların haklı olarak şunları bilmek istiyorlar :
•Neden 24 saat sağlık hizmeti ve acil sağlık hizmeti verilmemektedir?
•Neden hem kara, hem de deniz ve hava ambulansları hizmet verecek donanıma, personele ve işleyişe sahip değildir?
 Talepler ise şöyle :
 •Haftada 7 gün 24 saat acil sağlık hizmeti verecek ve hastayı ihtiyacı olan hizmet birimine ulaştıracak, ücretsiz ve hızlı erişilebilir gezici ve sabit sağlık birimleri talebimizdir.

•Haftada 7 gün 24 saat hizmet alabileceğimiz vardiyalı, ücretsiz başta doktor, hemşire ve Acil Tıp Teknisyeni olmak üzere sağlık personeli talebimizdir.


Siz de bu taleplere destek vermek için şu linkte bulunan kampanyayı imzalayabilirsiniz...