02 Mart 2009

Şurdan burdan...


Herkeslere selamlar,

Oğlum son hızla büyürken, ben iş bulma hayallerinin peşinde iken ve de Mart ayına da girdiğimiz şu günlerde, yine tarihe not düşmek adına yazmak lazım..

Emre paşam büyüyor, çok hızlıca ve her gün bizi şaşırtarak.. Ağzında tam 8 tane dişi var. 4 altta, 4 üstte.. Saçları uzadıkça enseden kıvırcıklaşmaya başladı, aynı babamın saçları gibi:-))


Önce "de-de" demeye başlamıştı, sonra "bab-ba".. Şimdi ise arada "ma-ma" da diyor. Ve hele bir de "annn-ne" demesi yokmu, Allahım bu nasıl bir duygudur böyle.. İçim eriyor..Bu günleri de gördüm ya, çok şükür yaradana...
Emrecik koltuklara tutup tutup kalkıyor, hatta 2 gündür sıralıyor yavaştan..Yan yan bir gidişi varkı yengeç gibi aynı, çok tatlı.. Bir şeye odaklanınca 3-5 saniye tay-tay durabiliyor hatta...
Teknolojik herşeyle inanılmaz ilgili.. Bilgisayarı görmesin, önünden almak mümkün olmuyor.. Telefonlar, kumandalar favorisi.. Hele yanında telefonla konuşmaya görün, yırtıyor kendini, telefonu kulağına dayayıp, karşı tarafın sesini dinletince mest oluyor zevkten...

Kilosu ve boyu gayet yerinde.. 15 gün önceki kontrolde 10,3 kg. idi.. Boyu da 73,5cm.

Elini ağzına götürme alışkanlığı gayet iyi.. Eline verdiğimizi havuç, elma, salatalık, bebe bisküvisi gibi yiyecekleri tırtıklıyor minik dişleriyle.. Ben yemek yedirirken onada kaşık veriyorum bazen, o da mama sandalyesine vurup kaşığı, ağzına götürüyor, kendi yiyormuş snki yemeğini gibi.. Mama sandalyesinde önüne makarna koyarsan kendi yiyor çok şirin.

Haftada iki gün deniz balığı, bir gün tavuk, diğer günlerde ise kırmızı et yiyor bir köfte büyüklüğünde.. Balığı çorba yapıyorum, tavuğu genelde tarhanasıyla beraber pişiriyorum. Eti de sebzeye katıyorum tabi.. Yemekle aramız iyice, yalnız yer elmasını ve pırasayı çorbasına katınca sevmedi.. Bir de balkabağı püresini yemeyi reddetti.. (Babası haklı diyor:-))) Diğer sebzelerle aramız iyi çok şükür.. Meyvasını da yoğurduyla beraber veriyorum, elma, armut, muz..

Ben evde yalnızken onu yerde bırakıp gözlüyorum hep, sürekli kucağımda olmasına izin vermiyorum. Ama anneanneler bizde iken 1-2 günde kucağa alışıyor ya da yanında sürekli birinin oturmasına.. Onlar gidince de 1-2 gün mızıldıyor ama ilgilenmiyormuş gibi yapıp, kendi başına oynamaya alıştırıyorum yine... Babaanne ile arası süper, onun her dediğini yaptığının çok farkında, şımarıyor da şımarıyor:-))

Müzik duyarsa el çırpıyor, anneannesi şarkı söylerse popoyu sallıyor dans ediyormuş.. Bir de onunla "bir bir babaya söyliycez" oyunu oynuyorlar, bir avucunu açıp, diğer elinin işaret parmağıyla avucun ortasına bir bir yapılır ya öyle.. Bir de son zamanlarda bay-bay yapıyor..

Sokak delisi bu yaşta, kapıdan çıkıp asansöre biner binmez değişiyor.. Sakinleşiyor.. İyi havalarda pusetine koyup dışarı çıkarıyorum, gayet memnun halinden...

"Hayır, yapma, cıs, ee kaka" kelimelerini anlıyor ama işine gelmezse duymazdan geliyor.
Ayakkabı giymeyi hiç sevmiyor, zaten envai çeşit ayakkabı denedik, hani yürütmek amaçlı değil hiç olmazsa dışarda soğuktan korunmak için ama ayakları o kadar toparlakki, sığamıyor ayakkabılara.. Poğaça ayaklı oğlum benim,aynı Yağız abisi ve dedesi gibi...

Gündüzleri iki kez uyuyor, ortalama 2şer saat diyebiliriz.. Gece ise değişken.. Uykusu varsa süper de uyku tutmazsa saat başı dikiyor bizi.. Neyseki babası koridordaki doğalgaz borularına çingene salıncağı yaptı, orada sallanında daha kolay dalıyor.. Bazende orayı istemiyor, ayağımda sallaıyorum ya da babası kuağında uyutuyor.. Zaten hasta ise sadece kucakta uyuyor..
Doğumgününe hızla yaklaşıyoruz, beni de heyecan basıyor tabi.. Ne güzel telaşlarmış bunlar...

Şimdi düşünüyorum da biran önce iş bulmak ve çalışmak istiyorum ama hayatımın hiçbir döneminde yaşayacağım işsizlik bukadar anlamlı olmazdı herhalde.. Oğlumu 5,5 aylık nasıl bırakıcam babaanneye diye kara kara düşünürken gerçekten bir mucize oldu(oğlum açısından) ve işsiz kaldım.. Şimdi Emre neredeyse 11 aylık oluyor ve halen ben bakıyorum oğluma.. Bu da nasip kısmet herhalde.. Oğlumun şansı.. Ne diyelim Allahın dediği olur, hayırlısı buymuş demekki...

1 yorum:

Handan dedi ki...

Maşallah oğluşuma.

Haklısın, hiçbirşey onlarla geçen bu günlerin yerine geçemez. Bama işten ayrıldığın için pişman mısın diyorlar. Hayır diyorum. Bu harika süreci nasıl izleyecektim yoksa :)