Yine uzun bir ara verdim yazmaya, ama mazeretim var, hastayım ben. Bayramda Figen ve Yağız’cım hastalardı.. Figen ayakta durmaya çalışıyordu, hem de doğumuna sadece 3 hafta kaldığı halde.. Yağız da çok yoruyor tabi onu.. Doktoru doğum için 11 Ocak 2008’e kadar dayanın demiş.. İnşallah…
Hele Yağız’ımın hasta hali çok acıklıydı.. Her görüşmemizde hepimize ayrı ayrı sarılıp öpüşen miniğim zaten bayramın 2. günü yataktan çıkmak istememiş.. Annesi biz gidiyoruz deyince de “Siz gidin, ben arkanızdan gelirim” demiş.. Ne var canım koskoca 4,5 yaşında çocuk, atlar bir taksiye gelir değil mi ama Alibeyköy’den Mecidiyeköy’e?
Neyse annemlere geldiler kavga dövüş.. İçeri girer girmez yatak odasına gitti bir hışımla, kimseyle selamlaşma yok hatta bakınca ağlıyor, bana bakmasınlar diye.. Suratı hastalıktan bir karış kalmış, dudaklar kıpkırmızı, önceki günkü ateşten çatlamış falan.. Tam yemelikti o dudaklar ama yanaşmadık yanına, zaman geçtikçe kendisi geldi salona, biraz muhabbet falan ettik.
Bana hastalık onlardan mı geçti bilemem, ama fena geçti.. Cumartesi halsizdim, Pazar günü ise hasta.. Pazartesi işe geldim ama tatsız.. Sesim hiç çıkmıyor.. Akşam doğru çatal çatal açıldı biraz. Salı-Çarşamba ise evde idim, yattım iki gün.. Ateş, halsizlik, ses kısıklığı, boğaz ağrısı, burun tıkanıklığı ne ararsanız var.. Şimdi ofisteyim geldim ama iyi değilim.. İş güç birikmiş..
Doktoru aramadım bile çünkü arasam Minoset falan al diyecek, almak istemiyorum.. Bu nedenle greyfurt-portakal-limon suyu şeklinde vitamin kürleri uyguluyorum ama ne boğazımın ağrısı, ne halsizlik ne de ateş için çare olamıyor.. Bakalım Cuma gününe kadar daha iyi hissetmezsem mecburen arayacağım doktorumu..
Bu arada bu haftanın en güzel gelişmesi ise minik oğlumla ilgili olanıydı tabiî ki.. 23. haftadayız ve oğlum Pazartesi gününden beri varlığını hissettiyor annesine.. (Ben annesiyim değil mi? Böyle düşününce bile insanın burnunun direği sızlar mı? Gözleri dolar mı hemencecik ? )
Pazartesi akşam üzere 17:25 falandı. Servise yetişmek için masamı topluyordum ki göbeğimin sağ tarafında iki minik pıt pıt hareketini hissediverdim. Dondum kaldım.. Ayağa kalktım, elimi koydum karnıma, bekledim tekrarlar mı diye ama ıhhh ıhhhh.. Tık yok.. Sonra Salı ve Çarşamba günleri de evde hasta yatarken yine pıt pıt… Allahım ne heyecan ne heyecan bende.. Oğlum artık güçlendi de annesine “ben buradayım” diyor.. Çok şükür..
Hele Yağız’ımın hasta hali çok acıklıydı.. Her görüşmemizde hepimize ayrı ayrı sarılıp öpüşen miniğim zaten bayramın 2. günü yataktan çıkmak istememiş.. Annesi biz gidiyoruz deyince de “Siz gidin, ben arkanızdan gelirim” demiş.. Ne var canım koskoca 4,5 yaşında çocuk, atlar bir taksiye gelir değil mi ama Alibeyköy’den Mecidiyeköy’e?
Neyse annemlere geldiler kavga dövüş.. İçeri girer girmez yatak odasına gitti bir hışımla, kimseyle selamlaşma yok hatta bakınca ağlıyor, bana bakmasınlar diye.. Suratı hastalıktan bir karış kalmış, dudaklar kıpkırmızı, önceki günkü ateşten çatlamış falan.. Tam yemelikti o dudaklar ama yanaşmadık yanına, zaman geçtikçe kendisi geldi salona, biraz muhabbet falan ettik.
Bana hastalık onlardan mı geçti bilemem, ama fena geçti.. Cumartesi halsizdim, Pazar günü ise hasta.. Pazartesi işe geldim ama tatsız.. Sesim hiç çıkmıyor.. Akşam doğru çatal çatal açıldı biraz. Salı-Çarşamba ise evde idim, yattım iki gün.. Ateş, halsizlik, ses kısıklığı, boğaz ağrısı, burun tıkanıklığı ne ararsanız var.. Şimdi ofisteyim geldim ama iyi değilim.. İş güç birikmiş..
Doktoru aramadım bile çünkü arasam Minoset falan al diyecek, almak istemiyorum.. Bu nedenle greyfurt-portakal-limon suyu şeklinde vitamin kürleri uyguluyorum ama ne boğazımın ağrısı, ne halsizlik ne de ateş için çare olamıyor.. Bakalım Cuma gününe kadar daha iyi hissetmezsem mecburen arayacağım doktorumu..
Bu arada bu haftanın en güzel gelişmesi ise minik oğlumla ilgili olanıydı tabiî ki.. 23. haftadayız ve oğlum Pazartesi gününden beri varlığını hissettiyor annesine.. (Ben annesiyim değil mi? Böyle düşününce bile insanın burnunun direği sızlar mı? Gözleri dolar mı hemencecik ? )
Pazartesi akşam üzere 17:25 falandı. Servise yetişmek için masamı topluyordum ki göbeğimin sağ tarafında iki minik pıt pıt hareketini hissediverdim. Dondum kaldım.. Ayağa kalktım, elimi koydum karnıma, bekledim tekrarlar mı diye ama ıhhh ıhhhh.. Tık yok.. Sonra Salı ve Çarşamba günleri de evde hasta yatarken yine pıt pıt… Allahım ne heyecan ne heyecan bende.. Oğlum artık güçlendi de annesine “ben buradayım” diyor.. Çok şükür..
7 yorum:
ilac almamak en iyisi ama gerekiyorsa doktoru dinlemek lazım. demek hareketler basladı, ne güzel. cok cok gecmis olsun, dikkat et kendine...
sevgiler
gorki
Fİliz ciğim çok geçmiş olsun.Lütfen ihmal etme doktora git. Bebeğe bir zararı dokunabilir çünkü...İyi haberleini bekliyorum.
Demek artık hissetmeye başladın. Hele bir 8. aya gelsin karnının tümü hoplayıp zıplıyor. ELini gezdirdiğin zaman anlayabiliyorsun ayağını, elini, poposunu :) Dünyanın en güzel duygusu. Öpüyorum canım...
Filizcim, Geçmiş olsun, hastalık zor, hamileyken çok daha zor (yaşadım biliyorum) bayramda ailem harici kimseyle öpüşmedim, kalabalık ortamlaraa girmeye çekiniyorum bende. Hafta içi tv8 yasemin bradley'in bir programı var, geçen hafta soguk algınlığı, griple ilgili ilginç bir şey söyledi konuk olan doktor. İnsanlar bu gibi durumlarda hemen c vitamini diye portakal greyfurta saldırıyor ama yeşil biberde daha fazla c vitamini varmış ve bu dönemde protein tüketmek vücut direnci için çok iyiymiş. bence sen al bir kilo pirzola, bide yanına bol biberli bi salata bi dene bakalım nasıl hissedeceksin:)
Bundan sonra samimi olacağınız zamana giriyorsunuz.Hoşlandığın müziği sık sık aç,çünkü seni duyacak kıvama geldi artık..
Adam olduk annesi!
TüTü
Bu pıt pıtlar daha ne ki
Sen asıl tekmeyi koyduğu zaman göreceksin oğluşunu.Hahhaa:)
Geçmiş olsun bu arada
Geçmiş olsun Filizcim, ben çok severdim karnımdaki hareketlerini bebeklerimin. Özellikle Merve de elim karnımda gezdim desem yeri var:)) Annem kızardı çocuğun üstüne elinle ağırlık yapıyorsun diye:) Sırf bu karnımdaki hareketlerinde duyduğum his nedeniyle sürekli doğurabilirim:))) Şaka şaka Allah sağlık versin kızlarıma. Sen de sağlıkla al oğlunu kucağına.
Sevgilerimle...
ne guzel bir histir bu...keyfini çıkarın doyasıya...
bu arada gecmis olsun :)
Yorum Gönder