19 Nisan 2007

Cumartesi yoğunluğu...


Cumartesi günü Şişli Feriköy'de kurulan organik ürünler pazarına gidebilmek için çok çaba harcadım. Tabi bunda sevgili Sibel'in bloğunda yaptığı anlatımın büyük etkisi oldu, gerçi ben de ne zamandır gideyim diyordum ama denk geldi bu sefer aslında.

Cumartesi sabahtan 14:30 a kadar zaten Mecidiyeköy'de programcılık kursunda idim, çıkınca O.nu aradım O da Taksime gelmişti bile.. Buluşup önce kitaplarımı annemler yazlıkta oldukları için boş olan eve bıraktık. Sonra da çıktık ve metro ile Şişli'ye geçip, sora sora pazarın yerini bulduk.
Gerçi biz gittiğimizde pazar toplanmak üzereydi çünkü saat 16:30 olmuştu bile.. Dolayısıyla sebze ve meyve anlamında çok birşey bulamadık. Yalnız değişik otlar vardı, en diri görüneni ise ısırgan otuydu:-) Ben ısırgan otunun ısırganlığı ile Karadeniz Yaylalarındaki parkurlarda şahsen tanıştığım için kendim pişirmeye cesaret edemedim tabi.. Ama Necla Anne bu konuda çok tecrübeli olduğundan hemen alıverdik bir koca demet.

Yukarıdaki resimde yer alan iki çeşit makarna, çavdar unu, nar ekşisi, zeytin, mor lahana ve bulgur aldık pazardan. Henüz ısırgan ve siyah zeytinler dışında hiçbirini tadamadık ama en kısa sürede pişireceğim onları da..
Pazar hakkındaki izlenimlerim ise aslında çok da parlak olamadı malesef. Daha çok Mustafa Sarıgül'ün magazin showlarındn birisi gibi geldi. (Kendisine vaktiyle oy vermiş bir seçmen olarak bazı hizmetlerini taktir etmenin yanında böyle de düşünüyorum artık) Öncelikle verilen alan çok zor bulunuyor ve oldukça kötü.. Ama herşeye rağmen Anadolu'nun çeşitli yerlerinde organik ürün üretmek için hem doğa ile hem de malum piyasa şartları ile baş etmek zorunda kalan bir avuç idealist çiftçi için bu ürünleri hangi şartlar altında olursa olsun almalıyız, tanıtmalıyız diye düşünüyorum..


Cumartesi akşamı yorgun argın eve geldikten sonra ise ilk iş bir çay demlendi, banyolar yapıldı ve keyif başladı.. Oldukça yoğun geçen bir günün ardından şöyle ayakları uzatarak ince belli bardaklardan içilen mis gibi çayın ve yanındaki ev yapımı leblebi ile bir parça çikolatanın kime ne zararı olabilir ki kalori anlamında? Değil mi ama?

Ev yapımı leblebi ise eskiden annemin yaptığı, bizim çok sevdiğimiz, O.nun da artık çok sevdiği bir atıştırmalık.. Yapımı çok kolay, herhangi bir sebeple haşlanan nohutun 1-2 avuç kadarı derin dondurucuda saklanır. İstendiği zaman teflon tavada biraz tuz ve baharat ilavesi ile kavrulur.. Missss gibi kokar ve çok da besleyici olur :-)

________________________________________________________

Hiç yorum yok: